"Kadınlar haklarını kaybetme noktasına gelmiştir. Kadınların hakları ve güvenceleri ellerinden alınamaz!"

"İstanbul Sözleşmesi, 2011 yılında AKP hükümeti tarafından imzalandı. Şimdi üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen sırf bazı kesimleri memnun etmek adına bu sözleşmeden çekilme kararı vermek yersizdir, hukuksuzdur, mesnetsizdir!"

İtibarsızlaştırılıyoruz ve buna dur demek zorundayız! Toplum olarak muğlak ve bulanık zamanlar geçirmekteyiz. Ülke olarak itibarımızı kaybediyoruz. İtibarsızlaştırılıyoruz ve buna dur demek zorundayız! 2011 yılında İstanbul sözleşmesinin imza sürecinde, sözleşmenin ilk imzacılarından biri olan Türkiye‘nin ardından farklı devletlerde imza atmışlardır ve yaklaşık 10 ay sonra 2012 yılında kadını ve aileyi korumak için kanun çıkarılmıştır. 5 yıl boyunda bu kanun uygulanıyor.

İstanbul sözleşmesinden çekilme süresi ve özellikle sözleşmede belirtilen çekilme maddesine dikkat çeken Elif Esen ''5 Yıl boyunca hiçbir çekilme , şerh koyulma yapmamış ilgili bakanlıklar tam 10 yıl sonra ''toplumun algılarının değiştiği, çekinceleri olduğu'' gerekçesi ile bu sözleşmeden çekiliyor. Peki 10. yılda mı anlaşıldı toplumun sıkıntısı olduğu?

Bizde sorumlu bakanlıklara soruyoruz bize verilen 5 yıl süresince bu algıları ve çekinceleri görüp gerekli şerhleri neden koymadınız ? '' dedi.

"Ölen kadınların, kızların, istismara uğrayan çocukların hakları var!"

Bütüncül politikalarla değil, toplumu okuyamayan bir ülkede yönetiliyoruz! Ölen Kadınların, kızların, istismara uğrayan çocukların hakları var! Sözleşmeyi bilmeden, okumadan karşıyız demek vebaldir! İlgili bakanlıklar bu zamana kadar görevlerini neden yerine getirmedi? Neden gerekli düzenlemeleri yapmadı?

"Her sabah neye uyanacağız endişesi ve tedirginliğiyle yaşamak istemiyoruz!"

Kanun uygulayıcıların, sistem revize edilmesi ve kökten değişmesi gerekmektedir. Esnafımızın, işçimizin, çiftçimizin sesi duyuluyor mu? İnsanlarımız yardım çığlıkları atarken devlet sesimizi duyuyor mu? Her sabah neye uyanacağız endişesi ve tedirginliğiyle yaşamak istemiyoruz!

“YOK OLAN İTİBARIMIZI DÜŞÜNEN VAR MI ?”

Elif Esen İstanbul sözleşmesinin nasıl oluştuğuna dikkatleri çekerken şunları belirtti ''2011'de imzaya açıldığında Nahide Opuz iç hukukta çözüm bulamadığı kendisini korumaya çalışan annesinin ölümüyle sonuçlanan ve sonuç alamadığı, şiddetten korunamadı bir davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarihte ilk kez bir ülkeyi bir dava konusunda mahkum ediyor. İstanbul sözleşmesi tamda bu sürecin sonunda çıkıyor ve ilk imzalayan ülkede biz oluyoruz.

2011'de ortaya çıkan ve 10 ay sonra uygulanmaya başlanan sözleşmenin hiçbir maddesine itiraz edilmezken, içinde 5 yıllık itiraz ve çekilme maddesi varken hiç bir şerh koyulmayarak 10 yıl boyunca devam edilmiş. Ya da bu sözleşmenin tüm maddeleri bize karşı denerek bir ayrılmada yapılmamış.'' dedi.

''GÜNDE 1 KADINIMIZ HAYATINI KAYBEDİYOR.''

Elif Esen İstanbul sözleşmesinin uluslararası bir sözleşme olduğunu söylerken toplumdaki belirsiz algılar sebebiyle bu sözleşmenin kaldırılmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Esen ''Kanun var ama uygulayıcılar kısmında büyük sıkıntı var biz kadınlarımızı koruyamıyoruz! OECD 'ye bakıldığında şiddetin en yaygın olduğu ülke Türkiye biz 2021 başından itibaren 85 günde 86 kadını kaybediyoruz. Bu günde bir kadınımızı kaybettiğimiz anlamını geliyor. Buda mevcut kanunun kadınlarımızı koruyamadığını gösteriyor. Bugün konumuz şiddete mağdur kalan kadınlarımız ve bunun en acil şekilde önüne geçilmesi gerekiyor'' dedi.