İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak telafisi mümkün olmayan zararlar getiriyor.

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden, bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi’nden 20 Mart 2021'de yayınlanan hukuksuz bir Cumhurbaşkanı Kararıyla çıkılmasına karar verilmiştir. DEVA Partisi olarak bu hukuksuzluk karşısında sessiz kalmamız mümkün değildi.

Danıştay’a 29 Mart 2021’de yürütmeyi durdurma talebiyle dava açtık. Ancak aradan geçen 3 aylık zamana rağmen yürütmeyi durdurma kararı ne yazık ki verilemedi. Bu durum, yargının bağımsız ve tarafsız çalışmadığını, siyasetin gölgesinde işlediğini açıkça gösterdi.

Yürütmeyi durdurma kararları, gecikmesinde sakınca bulunan haller ve telafisi mümkün olmayan zararların önüne geçmek adına verilir. Hukuksuzca başlayan bu süreç hukuksuzca devam ediyor. Verilere göre kadın mağduriyetleri ve şiddet artıyor. Kadın cinayetleri önlenemiyor. Fesih kararının verildiği mart ayından bu yana 89 kadın cinayeti ve 65 şüpheli kadın ölümü tespit edildi.

Şiddet ve cinayetlerin önlenebilmesi ancak etkin yasal düzenlemeler ve caydırıcılığı olan müeyyidelerle mümkün olabilecektir. Gerekli düzenlemeler ve uygulamalar da ivedilikle gerçekleştirilmelidir.

DEVA Partisi’nin konuyla ilgili mücadeleden vazgeçmeyeceğini, yaşam hakkının korunması ve şiddetin son bulması için sürecin daima takipçisi olacağını kamuoyuna duyuruyoruz.

Telafisi mümkün olmayacak bir kararın önüne geçebilmek amacıyla, 29 Mart 2021 tarihinde Danıştay’a yaptığımız yürütmeyi durdurma talebimizi bir kere daha yineliyoruz. Danıştay’ı hızla yürütmeyi durdurmaya ve Cumhurbaşkanı Kararı’nı iptal etmeye davet ediyoruz.

DEVA Partisi

Kadın Politikaları Başkanı

Elif Esen