Kadın Politikaları Başkanlığı

“Kanunlar kadını korumaktan çok uzak.” “Kanunlar kadını korumaktan çok uzak.”

08 Mar 2021
DEVA Partisi Kadın Politikaları Başkanı Genel Başkan Yardımcısı Elif Esen 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde KRT kanalında Elif Doğan Şentürk’ün “Ankara Saati” isimli programına katıldı.

Programın diğer katılımcıları Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Seren Yıldız Öztürk ve İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünzile Yüksel’di. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi bağlamında eksiklik ve sorunların, çözüm önerilerinin ele alındığı toplantıda İstanbul Sözleşmesi de ele alındı. Programda iki kez söz alan Elif Esen şunları söyledi:

"KUTLAMAYA DEĞİL, SAYGIYLA ANMAYA DİLİMİZ ELVERİYOR."

8 Mart’ı kutlamıyorum, saygıyla anıyorum. Hiçbir zaman kutlayamamışımdır çünkü çıkış noktası çok acıklı bir olaydır, bundan yaklaşık 100 yıl önce Amerika’da tekstil işçilerinin, kadın işçilerin katledildiği bir günün anısına 8 Mart ortaya çıkmıştır ve Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilan edilmiştir 8 Mart. Bu sebeple ben de bugün kadın izleyicilerimizin ve kadına değer veren erkek izleyicilerimizi saygı ve muhabbetle selamlayarak başlamak istiyorum.

"HEDEF PARİTE"

DEVA Partisi yaklaşık 1 yıl önce kuruldu ve %35 cinsiyet kotası ilkesiyle kuruldu. Ama %35 de yetmez diyoruz, hedefimiz parite. Ama şu an için Türkiye'deki en yüksek oran %35. Yapılan araştırmalar şunu gösteriyor: Şirketlerde ve kurumlarda en az %35-40 oranını koruyabiliyorsanız bu oran şirketlerde karlılığı, kurumlarda verimliliği beraberinde getiriyor. Yani kadın ve erkeklerin toplumda ve siyasette, karar mekanizmalarında birlikte yer almaları oldukça önemli.

DEVA KADINDA: İLHAM VEREN KADINLAR

4 Mart’ta “Deva Kadında Zirvesi” düzenledik biz. Sabah erken saatlerde başladı, akşam geç saatlere kadar sürdü. Kadınla ilgili ana konu başlıklarını ele aldığımız üç oturumumuz vardı ama o üç oturumun da başlangıç bölümünde ikişer “ilham veren” kadın konuşmacımız vardı. Kimi şiddet, kimi ekonomi, kimi eğitim alanında mücadele etmiş kadınlardı bu arkadaşlar ve mücadelelerini anlattılar. Mücadele ettikleri alanda nasıl başarılı olduklarını anlatıp, salonda ve ekranları başında izleyen kadınlara ilham oldular.

DEVA KADINDA VİZYON BELGESİ

Biz inanıyoruz ki, beyinlere gönüllere 4 Mart’ta o ilham tohumlarını ektik. Geleceğe bir yatırımdı bizim o günkü programımız. Ama tabi ki sorun tespitleri, çözüm önerileri ve DEVA’nın çözüm önerici politikaları da o oturumlarda konuşuldu. Bizim 1 yıl önceki parti programımızın üzerine ekleyebileceğimiz birçok madde çıktı. Bugün de kamuoyuyla sosyal medya hesaplarımızdan, web sitemizden “Deva Kadında Vizyon Belgesi”ni yayınladık.

"HER AY BİR KONU VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ"

“Deva Kadında” zirvesi bizim için bir çıkış noktasıydı. Bir başlangıç noktasıydı. Çünkü biz önümüzdeki yıl için manifestomuz niteliğindeki vizyon belgemizin hazırlık toplantısını gerçekleştirdik. Her ay bir politika başkanlığımızla ortak çalışma yürüterek pandeminin, dijital dönüşümün ve bütün bu içinde yaşadığımız sıkıntıların çözümüne yönelik arama toplantıları gerçekleştireceğiz. Her bir ayın sonunda o konuyla ilgili çözüm önerilerimizi ve politika metinlerini kamuoyuyla ve sizlerle paylaşacağız. Önümüzdeki ay yerel yönetimler ve kadın politika başkanlıkları olarak ortaklaşa yöneteceğimiz bir programımız var. Kent ve kadın, hukuk, kültür sanat ve ekonomi diye devam edecek bu toplantılarımız. İnşallah sizinle ve kamuoyuyla çözüm önerilerimizi ve politika belgelerimizi paylaşacağız.

"KADINI KORUMASI GEREKEN KANUNLAR YETERSİZ."

Bugün ülkemizde kanunlardan ve hukuktan uzaklaştıkça şiddetle ilgili kurumların kurulların ve karar alıcıların erozyona uğradığını, ülkenin yönetilmekte zorlandığını ve birçok şeyin “mış gibi” yapıldığını, ayrıca siyasete alet edildiğini görüyoruz. Aslında kadını koruması gereken kanunlar ne yazık ki bugün kadını korumaktan çok uzak. Neredeyse 2021’in başından itibaren her gün 1 kadınımızı cinayete kurban vermişiz. Ve bunların birçoğu eşi veya aile bireyleri tarafından katledilmiş. Analar babalar kızlarını telli duvaklı gelin ederler ve eşlerine emanet ederler. Bugün her bir ocağın canı yanıyor, analar babalar ağlıyor, dizlerini dövüyor. Öyleyse bu konuda sorumlu olan da devletin karar alma mekanizmalarıdır, hukukudur.

"KADIN KONUSU SİYASET ÜSTÜ BİR KONUDUR."

Kadın konusu siyaset üstü bir konudur, kadınların korunması siyaset üstü bir kavram ama ne yazık ki İstanbul Sözleşmesi’nin siyasete alet edilmesiyle bu konu da siyasete alet edilmiş bir hale geldi. Elbette bu sorunun çözüm yerinin siyaset olması lazım ama bugün sadece söylemlere yansıyan toplumu kutuplaştıran siyasi popülizm aracı yapılmış durumda İstanbul Sözleşmesi. Bugün toplumda biz görüyoruz ki, Sözleşmenin maddelerinden çok varlığı tartışılıyor ve ne yazık ki insanlarımız kulaktan dolma bilgilerle, algılarla İstanbul Sözleşmesi’nin geçerli olmasını ya da olmamasını savunuyorlar.

Neredeyse her güne bir kadın düşecek şekilde bu kadar kadınımız katlediliyorsa ve hayatlar kararıyorsa bu bir hak ve vebaldir. Bu konuda konuşacak herkesin vicdanını ve yüreğini açarak İstanbul Sözleşmesini okuması gerekir. Aslında biz 6284 sayılı kanunu da çıkarmışız bu Sözleşmeye dayanarak ve bunun üzerinden 10 yıl geçmiş, bu Sözleşmeyi imzalayan da iktidar, Sözleşmede herhangi bir değişiklik yok, Sözleşme uluslararası bir sözleşme ve farklı ülkeler, örf adet ve geleneklerine uygun kanunlarla bu sözleşmeyi yönetmeliklerine yürütmeye aldılar.

"SÖZLEŞMEYİ UYGULAYAN ÜLKELERDE KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE CİNAYETLER AZALDI."

İspanya başta olmak üzere birçok uygulayıcı ülkede kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet önlenmiş ve kadının toplumsal değeri cinsiyet rolleriyle dengelenmiş bir halde. Bugün üzerimize düşen aslında kanunu uygulayıcılarla yani ilgili dört bakanlıkla öncelikle koruyucu önleyici tedbirlerin alınması gerekir. Burada uzun vadeli yatırım da önemli, çünkü ilkokulda okuldan ve aileden başlayarak eğitim müfredatına cinsiyet rollerinin yedirilmesiyle toplumsal zihniyetin getirilmesiyle, hayatın ailede ortak paylaşılan bir alan olduğu, kadının ve erkeğin bu alanı sorumluluklarıyla paylaşması gerektiği, ama ondan sonra eğer engellenemiyorsa öncelikle kolluk güçleriyle yani polisimizle sonra yargı mensuplarıyla kadınımızın yeniden korunması gerekir ki bu konuda büyük eksiğimiz var: Biz kadınımızı koruyamıyoruz.

"KADINI KORUYAMAYAN KOLLUK KUVVETLERİ SORUMLU TUTULMALI."

Defalarca koruma kararı alınmış olmasına rağmen kadınların öldürüldüğünü, katledildiğini görüyoruz. Benim izlemeye gönlüm elvermiyor ama bir kadının kocası tarafından, çocuğunun annesi olan kadına çocuğunun gözü önünde uyguladığı şiddeti görüyoruz. Bu şiddet o çocuğun hayatına da büyük etkiler yapıyor. Kadınlarımız artık korunamaz haldeler. Artık kadınlarımız şiddeti kader olarak görüyorlar. Burada öğrenilmiş bir çaresizlik var. Ahlaksız bir eşitsizlik var Amin Maalouf’un dediği gibi.

Bugün bir koca şunu söyleyebiliyor utanmadan: "Ben karımı öldürdüm ama kanun da benden yana", diyebiliyor rahatlıkla. Bizim bunu engellememiz, kolluk kuvvetlerinin kadınları etkili bir biçimde koruması gerekiyor ancak maalesef kadınlara hadi sen evine git denebiliyor, oysa bıçak kemiğe dayanmadan bir kadın zaten kolluk kuvvetlerine başvurmaz. Burada kolluğun görevini layıkıyla yapmaması ve kadınları koruyamamaları ve kadınların öldürülmesi gibi durumlarda kolluk kuvvetlerine uygulanacak hiçbir müeyyide yok.

"EMNİYET TEŞKİLATINDA KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE İLGİLİ AYRI BİR BİRİM KURULMASI GEREKİR."

Emniyet teşkilatında uyuşturucu terör gibi suçlar için ayrı birimler var ama kadına yönelik şiddet için ayrı bir birim niçin yok? Bu büyük bir eksikliktir. Hastanede var, şimdi savcılığa da getirdiler bununla ilgili bir takip birimi. Ama ikisinin arasındaki mekanizma emniyet müdürlükleridir. Polisimizin bilerek yaptığını düşünmüyorum, ancak şiddetin sıradanlaşma algısı polisimizi yanıltıyor olabilir. Polisler, hakim ve savcılar şiddet yüzünden başvurmuş kadınlar hakkında karar verirken, onların öldürülebileceği ihtimalini daima göz önünde bulundurmalılar. Bu anlamda daha caydırıcı müeyyidelere ihtiyaç var.

  • İLGİLİ ETİKET:
  • #DEVAKADINDA

SONRAKİ HABER

“Eşit şartlar ve fırsat eşitliği sağlanmalıdır.”

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar

08 Mar 2021