Kadın Politikaları Başkanlığı

Adaletin olmadığı yerde her karar siyasidir. Adaletin olmadığı yerde her karar siyasidir.

04 Oca 2023
04 Ocak 2023 tarihinde Artı TV’nin Musa Özuğurlu ile Gün Başlıyor programına katılan DEVA Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı Elif Esen, moderatör Musa ÖZUĞURLU’nun sorularını yanıtladı.

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının Danıştay tarafından onaylanması hakkındaki düşüncelerini soran moderatör ÖZUĞURLU’ ya, Sayın Esen “böyle bir kararı beklediklerini, bu karara şaşırmadıklarını” dile getirdi.

Adaletin olmadığı yerde her karar siyasidir.

“Bu kararın bu şekilde çıkmasını biz bekliyorduk. Kararların iki dudak arasından çıktığı bir ortamda çok adalet beklemek saflık olur. Bu kararın siyasi olup olmadığını soruyorsunuz müsaadenizle genel bir cevap vereyim. Adaletin olmadığı yerde her karar siyasidir. Bugün adaletin zayıf olduğunu kuvvetlilerinde adil olmadığına şahit oluyoruz. Gelin ev sahipliğini yaptığımız ve yaklaşık on yıl gibi bir süre zarfında taraf olduğumuz bu yasaya bir daha bakalım.”

İstanbul Sözleşmesine İlk Onaylayan Ülkeyiz.

“İstanbul Sözleşmesi olarak bildiğimiz bu sözleşme ‘Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ adıyla literatürde yer alır. Çok kapsamlı olan bu sözleşme kadınla beraber aileyi de korumaktadır. Zaten yasa özü itibariyle kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen bir sözleşmedir. Uluslararası insan hakları sözleşmesi niteliğindedir. Gelişmiş kırk beş ülke bu yasayı imzalamıştır. Bu yasayı ilk imzalayan ülkeler arasında Türkiye vardır. Bu yasayı ilk yürürlüğe sokan ülkede bizim ülkemizdir.”

İstanbul Sözleşmesi Ya Gelecek Ya Gelecek!

“İstanbul sözleşmesinden tek taraflı çıkmamız bize hangi faydayı sağladı? Kadın cinayetlerini durdurdu mu? Ortada büyük bir sorun var. Bu soruna çare bulunması gerekenlerin çare bulmak yerine, sözleşmedeki bir maddeyi bahane edip buradan algı operasyonuyla siyasi rant devşirmeye çalışması iktidarın ne kadar köşeye sıkıştığının kanıtıdır. Sözleşmeden çıkmamızın bir mantığı yok, birincisi kendi ev sahipliğimizde imzaladığımız bir uluslararası sözleşme İstanbul sözleşmesi, ikincisi yaklaşık on yıl yürürlükte kalan bir sözleşme. Bu durumda ortada tek bir şeyden bahsedebiliriz. İktidarın algı operasyonuyla rant devşirmeye çalışması. Artık kazanmak için her aracı mubah görenler kendilerini, ilkelerini inkâr etmek dâhil her şeyi yapabilirler. 2022 kadın cinayetleri ile ilgili rapor hakkında konuşan Esen konunun bağlamından koparıldığını, kadın cinayetlerini istatistiklere ve matematiksel rakamlara indirgemenin insanlığa yakışmadığını, bu tutumun esas soruna sadra şifa olmadığını ifade etti.

Bir Kişiyi Öldüren Bütün İnsanlığı Öldürmüştür.

Biz bir kişiyi öldüren bütün insanlığı öldürmüştür şiarıyla büyüyen bir neslin evlatlarıyız. Kadın cinayetlerinin sayılara, istatistiklere indirgenmesi vahim bir durumdur. Ölüm konusundaki istatistikler duygusuzdur. Zamanla insanı matematiğin bir aracı haline getirmemize neden olur. Bu hataya düştükten sonra insan fark etmeden canileşir, canı matematiğin bir nesnesi haline getiren insan insanlığını kaybeder. Hâlbuki cinayete kurban giden her kadının arkasında bıraktığı acılar var. Yıllarca yüreği acıyla yanan anneler, babalar, kardeşler, arkadaşlar ve çocuklar var. Yaşanmamış yılların insanın yüreğini sızlatan acısı var. İnsanlık matematiksel istatistiklere gösterdiği ilgi yerine, yaşanan acılara kulak kabartsaydı dünya bu durumda olmazdı. Ben şahsen kaybedilen bir canın da bin canın da aynı kefede değerlendirme taraftarıyım. Çünkü bine değer verdiğini sananlar biri feda etmeye hazır gözükür. Hâlbuki bire değer veren, onun katledilmesini engelleyen binin, hayatını da kurtarmış olur. Biz DEVA Partisi olarak tek bir kadının öldürülmesine müsamaha gösteremeyiz. Tek bir canın kaybedilmesine müsamaha gösteremeyiz.

Ya Cehaletten ya da Kötü Niyetten

Kadın cinayetlerinin istatistiklerini, rakamlarını gösterip, İstanbul Sözleşmesi’nin kadın cinayetlerini durdurmadığı söyleniyor. Bu ya cehaletlerinden ya da kötü niyetlerinden kaynaklanıyor. Çünkü İstanbul Sözleşmesi’nin denetim mekanizması var. Her yıl cinayetlere bakıp gerekli önlemlerin bu sözleşme kapsamında alınması gerekiyor. Maalesef bizim ülke sadece 2012 yılında bu değerlendirmeyi yaptı. Tedbirlerin alınıp alınmadığı denetlenmedi, gerekli önlemler alınmadı. Bir sözleşmeye katılmanın en önemli esası o sözleşmenin hükümlerini yerine getirmektir. Bu önlemler alınmadan, cinayetlerin arkasındaki toplumsal, ekonomik, kültürel etkenler irdelenmeden sadece rakamlara bakarak bir karara varmak kötü niyetten başka bir şey değildir.

  • İLGİLİ ETİKET:
  • #DEVAKADINDA

SONRAKİ HABER

Hiçbir Kadını Geride Bırakmayacağız

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar

04 Oca 2023